28 Eylül 2009 Pazartesi

Tarihten bugüne şianın inanç esaslarındaki değişme

Şiilerin Büyük Kayboluş dediği olayın ardından imamsız kalan sürecin başlamasıyla büyük bir hızla islamı akideleri değiştirdikleri bilinen gerceklerden biridir. Bunların sayısı küçümsenemeyecek kadar fazladır. Bunlardan bir tanesi de Ezana ilave ettikleri bidattır. Bu ilaveyi kendi fakihlerinden bir çoğu doğru bulmasa da bu tepki etkili olmamış şii toplumlarında kalıcı olmaya yüz tutmuştur. Bu bidatın yanlışlığı ile alakalı Hicri Beşinci Asr’ın büyük İmamiye Şii alimlerinden olan Seyyid Murtaa, namazlar için okunan ezanlarda “Eşhedü Enne Alliyyen Veliyullah!.” diyen haram bir iş yapmış olur diyor. Bu üçüncü şahadet namaz ezanlarına büyük kayboluştan sonra girmiş fakat şii mezhebinde bir akide haline getirilmesi Şah İsmail’in zamanında olmuştur. O, İran’ı Şiileştirip namaz ezanlarında ve minarelerden üçüncü şahadeti de seslendirmeleri için, müezzinlere emir vermiştir. Böylece İmam Ali’ye Hilafet meselesinde Resulullah’tan sonraki sabit makam verilmiştir. O günden bugüne, Dünya’daki Şii mescidleri Safevi şahının geliştirdiği ve genişlettiği usul üzere yürüyor. Dünya’nın hiçbir yerinde bir tek Şii camii bundan müstesna değildir!
Ezana bu ilavenin hicri Dördüncü Asır’dan sonra meydana geldiğini söyleyen şii fakihleri kes,n ve tam olarak rey birliğiyle bunu kabul ederler ve eğer İmam Ali sağ olsaydı ve adının namazlardaki ezanlarda okunduğunu duysaydı, bunu okuyana şer’i cezayı tatbik ederdi neticesine yine kendileri rey birliğiyle onaylamaktadırlar. Yine kalpleri kararan şii fakihleri ve cahilleri bu hakikati gören ve bu bi’data karşı çıkan bir kısım hocayı Şiilik’ten ayrılmakla itham ederek avam ve cahillere karşı onları müdafaasız bıraktılar.
İslam şiarını Şiilik şiarının önüne çıkartan bu cahillere göre üçüncü şehadet namazdan bir parça olmadığına göre, namazı bozmaz, bu itibarla Ezan’a üçüncü şehadeti de almak da bir beis yoktur!. Oysa Ezan, Resulullah’ın kabul ettiği bir sıygadır. O eksiltmek veya artırılması caiz olmayan tevkıyfi bir sünnettir. İlave edilecek kelimelerde doğruluk ve gerçeklik olsa da caiz olmaz!..
Bu zihniyet, ürettikleri her bidate karşılık bir gerekce üretme fikrini burada da göstermişler Halife Ömer Bin Hattab’ın da ezandan “Hayalla’l-hayr-ül-amel”i çıkartarak yerine “es-Salat-u hayrun min’en-nevm”i getirdiğini iddia etmektedirler. Eğer gerçekten böyle olmuş olsaydı İmam Ali Hilafet’i zamanında bunu kabul etmeyip tekrar eski haline döndürmez miydi? Yine bu iddiaları Hz Ali’ye farkında olmadan yaptıkları bir iftira olmaz mı?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder